www.dirgine.net

Yazicik Köyü

 

DIRGINENIN TARiHi  1

 

Dirgine'mizin tarihi çok eskiye dayanır. Dirgine adının, Hitit kralı Şuppiluliuma'nın M.Ö. 1371 yılında bölgeye yaptığı sefer neticesinde yanında bulunan general Himu Dıngır isminden zamanla Dıngır'dan Dirgine'ye dönüştüğü, yine Hititçe'de düzlük alan anlamında kullanıldığı bilinmektedir.                                                                                                          Osmanlı tarihçisi Katip Çelebi'nin 1654-1657 yıllarını anlattığı Cihannüma'sında Dirgine, Devrek ve Yılanlıca ile birlikte bölgedeki yerleşim alanları arasında gösterilmektedir. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin komutanlarından Hızırbey'in Dirgine, Devrek ve Safranbolu'ya kadar olan bölgeyi fethettiği için bölgeye Hızırbey ili adı verildiği ve Hızırbey'in Özbağı'nda meftun olduğu bilinmektedir. Dirgine, Yavuz Sultan Selim döneminde 1519 yılında Hızırbey ili olarak geçmektedir. Yağmurca Köyü'nde Hızıroğullarına rastlamak mümkündür.             Yine 1825 salnamesinde 1844 tarihli temettüat defterlerinde 1856 devlet salnamelerinde, 1867 vilayet nizamnamesinde, 1880 Bolu salnamesinde Dirgine kaza olarak Bolu vilayetine bağlı görülmektedir. 1892 tarihli salnamede Nefsi Dirgine olarak, 1894 tarihinde büyük İstanbul depreminin ardından İstanbul ve Atina rasathanelerine hazırlanan deprem haritasında Devrek ile Dirgine'nin de adı geçmektedir.              Dirgine Kazasına bağlı divan ve karyeler;Yellice karyesi, Kızancı karyesi, Taşbanlar (Nam-ı diğer Taşcılar) Pelid Viran, Meşelik (Nam-ı diğer Müşir Bey) ve Bilan mahalleleri, Aksu karyesi, Divanlar karyesi, Pelitli karyesi, Adatepe karyesi, Meksene karyesi, Comu karyesi, Divan-ı Nefsi Dirgine mahalleleri, Gürdeşe köyü, Yellice karyesi, Taşhanlar, Çay Müşir Bey Mahalleleri, Eğerci ve Portoloğlu karyeleri bulunmaktadır.Dirgine kazasında 1855 tarihinde Ahmet Ağa'nın istifasıyla boşalan kaza müdürlüğüne Hisarönü eski Naibi Hüseyin Efendinin tayini yapılmış, 1861 tarihinde maaşsız olarak Dirgine Nahiye Müdürlüğü görevini yürüten Selim Ağa'nın görevden alınmasıyla Hüseyin Ağa'nın vekaleten devam ettiği görevi asalete çevrilmiştir.               Dirgine nahiyesi çevresinde bulunan ormanlık alanlar sayesinde, bölgede ekonomik merkez haline gelmiştir. Zaman içersinde hane sayısının çoğalmasının ardından belde içerisinden geçen ırmağın taşkınlığından veya ormanların eskisi kadar insanlara ekonomik anlamda getirisi olmadığından olsa  gerek bölgeden yaşanan göçlerle bikez konumundan köye dönüştürülerek Devrek'e bağlanmıştır. En son 1957 yılında Başyellice, 1958 yılında da Demirci Köyü Dirgine'den ayrılarak Mengen'e bağlanmıştır.             Dirgine'nin kazalıktan köy olarak Devrek'e bağlanması sürecinde tekrar belde konumuna gelmek için yoğun mesai harcadığı 1965'li yıllardan önce 29 eylül 1963 yılında Pazar günü Mengen'e bağlanıp bağlanmama oylaması yapılmış ve 328'e - 36 oyla Devrek'te kalmıştı. 1965 yılında Dirgine adı değiştirilerek Yazıcık olmuştur. Ancak Yazıcık adı resmiyette kalmış ve halk arasında fazla kabul görmemiştir. 


 

DİRGİNENİN TARİHİ  2


 

Dirgine 1915’te Nahiye Yapılmış

Yerel Tarih Araştırmacı Sadi Uyar, yaptığı araştırmalar sonucunda 1914 yılında Devrek Kazası’na bağlı Dirgine Köyünün nahiye yapıldığını ortaya çıkardı.
1840 yılında Dirgine köyünün ‘kaza’ olduğuna işaret eden Sadi Uyar, bu kazaya bağlı olarak da Yellice, Adatepe, Meksene, Comu, Kızancı, Aksu, Pelitli, Divan-ı Nefsi Dirgine, Gürdeşe, Taşbanlar ve Divanlar karyelerinin bulunduğunu, ifade etti. Osmanlı arşivi kayıtlarında 16.yy dan 19.yy kadar kaza olarak geçen Dirgine’nin 1870 yılında yayınlanan “İdare-i Umumüye-i Vilayet Nizamnamesi” ile de “Vilayetlerin Livalara, Livaların Kazalara, Kazaların Nahiyelere ve Nahiyelerde Karyelere (Köyler) dönüştürüldüğünü” vurguladı.



Dirgine’nin 4.7.1900 tarihinde nahiye olarak gözükse köy statüsüne dönüştürüldüğünü belirten Uyar, bu bilgilere dair esas kayıtların 1915 yılına ait olduğunu, söyledi.

DİRGİNE 1915’TE YENİDEN NAHİYE OLDU
Bolu Sancağı’na bağlı kaza merkezi olan Devrek’e bağlı Perşembe, Tefen ve Dirgine köylerinin nahiye yapılmasına yönelik 1330 (1914) tarihli Bolu Mutasarrıfı Ali Osman tarafından, Dahiliye (İçişleri) Nezareti (bakanlık)’ne yazılan,10426 sayı ve 587 evrak numaralı karar yazısında şöyle deniliyor; “Devletlü Efendim Hazretlerine, Devrek kazası dahilinde Perşembe, Tefen ve Dirgine namileriyle üç nahiye teşkili hakkında Meclis-i Umumi Livaca müstehiz karar sureti evrak müteferasıyle mean ve lion takdim kılınmakta ifa-yı muktezasına müsaade buyurulması babından emrû ferman hazreti men vekil emrindedir”. Yerel Tarihçi Uyar, Dahiliye Nezaratince Bolu Mutasarrıfı Ali Osman Bey’e gönderilen 21 Şubat 1914 tarihli cevabi yazıda da, “Devrek kazası 3.sınıftan bir nahiye teşkil edebileceğinden bunun nerede teşkili münasip ise merkez ve kariyelerinin ve mevkiinin mübin defter ve haritasının irsali babında gönderilmesinin” istendiğine dikkati çekti.
Dahiliye Nezaretinin 16 ve 30 Nisan 1914 tarihli yazısıyla Bolu Mutasarrıflığından, nahiye yapılması istenen Tefen, Dirgine ve Perşembe karyelerinin, dahili livadan yeniden 3 nahiye teşkil edilebileceğinden bittetkik edilmesini isim ve mevkilerin irsalinin istendiğini belirten Uyar, bu çalışmaların yapılarak en kısa sürede bakanlığa gönderildiğini ifade etti.
Bolu Mutasarrıfı Ahmet Bey tarafından Dahiliye Nezaretine yazılan22 Haziran 1914 tarihli yazıda; “Devrek 3.sınıftan nahiye teşkilatına Dirgine karyesinin nahiye olmaya elverişli olduğu ve Tefen ve Yenice Pazarı mevkiinde sorunlar bulunduğu”nun belirtildiğine işaret etti.
Dahiliye Nezareti tarafından 29 Haziran 1915 tarihli ve 185 numaralı tahriata binaen yazılı ve Bolu Mutasarrıfı Ahmet Bey’e gönderilen yazı ile Dirgine ve Tefen Pazarının nahiye olmasının kabul edildiğini dile getiren Sadi Uyar, gönderilen yazıda ; “Devrek kazası dahilinde 28 kariyeden müteakip Dirgine ve Tefen pazarı mevkii merkez ittihas edilmek üzere 3.sınıftan bir nahiye teşkilatına tensip olunmuş ve muhasebe kalemine gönderilmesine karar verilmiştir.”denildiğini ifade etti.
1915 yılında nahiye ünvanını kazanan Dirgine (Yazıcık) Zonguldak’ın 1924 yılında il yapılmasıyla da yeniden Devrek’e bağlı köy statüsüne getirildi.

Kaynak Bölge Haber
 


 


 

DİRGİNE SOY KÜTÜĞÜ 


 

Sarıoğlu Hasanoğlu İbrahim 1284 Sarı
Mıcıkoğlu Ömeroğlu Ahmet 1250 Köseoğlu
Muratoğlu Mustafaoğlu Mustafa 1261 Arat
Bayramoğlu Süleymanoğlu Mehmet 1261 Bayram
Rıdvanoğlu Mehmetoğlu İsmail 1276 Bayram
Aşıkoğlu Mustafaoğlu M:Ali 1281 Işık
Marazoğlu Hasanoğlu Tahir 1293 Gürez
Rıffanoğlu Hasanoğlu Mustafa 1281 Uzun
Ferhatoğlu Süleymanoğlu Hasan 1272 Aroğlu
Pirnebioğlu Alioğlu Ömer 1255 Çaylak
Pirnebioğlu Mustafaoğlu İbrahim 1250 Değirmenci
Pirnebioğlu Ömeroğlu İsmail1287 Çaylak
Pirnebioğlu Mehmetoğlu Halil 1307 Akkaş
Pirnebioğlu Tahiroğlu Şakir 1297 Akkaş
Debbaoğlu Hasanoğlu Süleyman 1275 Tabak
Debbaoğlu Mehmetoğlu M.Ali Akkaş
Debbaoğlu Selimoğlu Abdullah 1278 Tabak
Debbaoğlu Mustafaoğlu Süleyman 1268 Tabak
Şamcıoğlu Hüseyinoğlu Hüseyin 1262 Şallı
Şamcıoğlu Alioğlu Hüseyin 1255 Şallı
Mahmutoğlu Alioğlu Şakir 1291 Armut
Mahmutoğlu Hüseyinoğlu M.Ali 1259 Armut
Mahmutoğlu Mustafaoğlu Mustafa 1250 Armut
Mahmutoğlu Mustafaoğlu Şakir 1254 Armut
Mahmutoğlu Mustafaoğlu Şakir 1258 Armut
Marazoğlu Osmanoğlu Ömer 1255 Gürez
Karacaoğlu Ömeroğlu Recep 1284 Karaca
Ferhatoğlu İzzetoğlu Hüseyin 1290 Topal
Velibaşoğlu Hüseyinoğlu Satılmış1287Kısabacak
 

Sakaoğlu Alioğlu Hasan 1268 Saka
Benlioğlu Hüseyinoğlu Mustafa 1268 Benli
Sakaoğlu İbrahimoğlu Şakir 1277 Saka
Sakaoğlu Hüseyinoğlu Halil 1297 Saka
Dırbaloğlu Selimoğlu Süleyman 1268 Durbal
Durbaloğlu Ömeroğlu Satılmış 1278 Durbal
Mahmutoğlu Mustafaoğlu Mehmet 1279 Çaylı
Hacıosmanoğlu Eminoğlu İsmail 1268 Okyay
Hacıosmanoğlu Hasanoğlu İzzet 1312 Okyay
Çakaloğlu Abdullahoğlu İsmail 1293 Çakal
Dırbaloğlu Mehmetoğlu Ali 1273 Saka
Dırbaloğlu Süleymanoğlu Mustafa 1308 Saka
Şıhoğlu Hüseyinoğlu Mehmet 1267 Taşan
Şıhoğlu Ahmetoğlu İsmail 1256 Taşan
Şıhoğlu Hasanoğlu Mustafa 1296 Sönük
Karabüberoğlu Eminoğlu İsmail1250 Karabüber 

Karabüber Mollaosmanoğlu Hasanoğlu Mustafa 1302 Tezel

Avcıoğlu Şakiroğlu Şakir 1289 Avcı
Avcıoğlu Selimoğlu Süleyman 1309 Avcı
Avcıoğlu Selimoğlu Süleyman 1309 Katırcı
Debbaoğlu Ömeroğlu İsmail 1262 Tabak
Karahasanoğlu Mehmetoğlu İsmail --Yaraş
Arslanoğlu İbrahimoğlu İbrahim 1258 Arslan
Arslanoğlu İsmailoğlu Mustafa 1270 Arslan
Harahasanoğlu Hasanoğlu Şakir 1306 Kara
Manavoğlu Mehmetoğlu Hasan 1259 Satıcı
Hasanbaşoğlu Şakiroğlu Mehmet 1302 Torlak
Debbaoğlu Mehmetoğlu İsmail 1259 Tabak

 

Köyümüz ve cevresinde kullanilank Atasözleri 


*AĞLAMA YAVRUM AĞLAMA,ÜÇ GÜN KALDI BAYRAMA.
*AYILAR KIRKILIRKEN VERECEM BORCUMU.

*EKMEK VAR,GEL YE.
*YEME DE YANINDA YAT.

*AZAT BUZAT BENİ CENNETTE GÖZET.
*TENCERE TAVA,HERKES BİR HAVA.

*ÇOBANIN GÖNLÜ OLUNCA TEKEDEN SÜT SAĞAR.
*TAŞ ATTINDA KOLUNMU YORULDU.

*TAŞI SIKSA SUYUNU ÇIKARIR.
*SUYA SABUNA DOKUNMAZ.

*EMANET MALIN CANI KIT OLUR.
*SUYA GÖTÜRÜR,SUSUZ GETİRİR.

*SIFIRA SIFIR ELDE VAR SIFIR.
*SEN SAĞ BEN SELAMET.

*SENİNKİ CandA BENİMKİ PATLICAN MI?
*SELAM VERDİK BORÇLU ÇIKTIK.

*PEK SAĞLAM AYAKKABI DEĞİL.
*SURATI DOKUZU ÇEYREK GEÇİYOR.

*PARA İLE DEĞİL SIRA İLE.
*NUH DER,PEYGAMBER DEMEZ.

*KAPIDAN KOVSAN BACADAN GİRER.
*NERDE AKŞAM ORDA SABAH.

*NE OLDUM DEMEMELİ,NE OLUCAM DEMELİ.
*İSTEMEM YAN CEBİME KOY.

*HORA GEÇMEDİ.
*TAVŞANA KAÇ,TAZIYA TUT.

*HASTA,ÇORBASI TASTA.
*HA KEL HASAN,HA KÖR HASAN.

*GÖRÜP GÖRECEĞİ RAHMET BU KADAR.
*FOL YOK,YUMURTA YOK.

*ELİ İŞTE GÖZÜ OYNAŞTA.
*EFENDİME SÖYLİYEYİM,AANADINMI?

*DOKUZ AYIN ÇARŞAMBASI BİRARAYA GELDİ.
*GÖBEĞİN ONAMI BAĞLI.

*BEN DOKUZ AYLIK DEĞİLMİYİM.
*DAHA DÜN BİR,BUGÜN İKİ.

*HER GACARAYAN ARABAYA BİNME.
*ISLIK ÖTTÜRÜP,ŞEYTANLARAMI ÇAĞIRIYORSUN..

*HERKESİN DAĞINA GÖRE DUMANI OLUR.
*İYİ OĞUL KATAR YER,KÖTÜ OĞUL SATAR YER.
*MANCARLARI DİKTİN,YEMEDEN GİTTİN.
*KÖTÜYE DOLAŞACAĞINA ÇALIYA DOLAŞ.

*ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ.
*MANCAR MALAY YEMESİ KOLAY.

*KUŞ KADAR CANI YOK.
*HASTAYA KARPUZ MU SORUYON?

*ATEŞ ALMAYA MI GELDİN?
*İŞİN ALMANYA'DAN İYİ.

*HOCA YER TAVUĞU MÜEZZİN ÇEKER SOĞUĞU.
*UNUMU ELEDİM ELEĞİMİ ASTIM.

*KOYUNU SATTIM KÖPEK ARAMIYOM.
*HACIYA GİDERKEN ÖVÜNME,GELİRKEN ÖVÜN.

*ATEŞ OLSA CÜRMÜ KADAR YER YAKAR.
*ATSAN ATILMAZ SATSAN SATILMAZ.

*İT BİTE,BİT KUYRUĞUNA.
*GELİN ATA BİNMİŞ"YA NASİP"DEMİŞ.

*DÜNYA YANSA BİR TUTAM SAMANI OLMAZ.
*DÜĞÜNÜNDE KALBURLA SU TAŞIYACAM.

*BEN BİLMEZMİYİM GÜTTÜĞÜM HAYVANIN HUYUNU.
*RAHATI BEYDE YOK.

*UN KOY KEL HASAN,SU KOY KÖR HASAN.
*BU KADAR KUSUR KADI KIZINDA DA OLUR.

*DAMADIN CEKETİ KAPININ DIŞ ASKISINDA OLUR.
*ÇIKMAZ AYIN SON ÇARŞAMBASI ALIRSIN PARAYI.

*EVLİ EVİNE,KÖYLÜ KÖYÜNE.
*ACI PATLICANI KIRAĞI ÇALMAZ.

*KANBERSİZ DÜĞÜN OLMAZ.
*İNADIM İNAT ADIM KEL MURAT.

*ISIRGALAN ÇIKSIN,ŞEREHMELİK GİRSİN.
*ÖKÜZ ÖLDÜ ORTAKLIK BOZULDU.

*KÖPEĞE ATSAN YEMEZ.
*KIRKBİN KERE MAŞALLAH.

*GEÇTİ BOLU'NUN (BOR'un ) PAZARI SÜR EŞEĞİNİ NİĞDEYE.
*SİZİN KIRKINIZ KARIŞTIYDI.

*YUMURTA KAPIYA DAYANINCAMI AKLINA GELDİ.
*YÜZÜNÜ GÖREN CENNETLİK.

*AKILSIZ BAŞIN CEZASINI AYAKLAR ÇEKER.
*AT ELİN,İT ELİN BİZE NE.